30 Mart 2015 Pazartesi

TOTAL KALÇA PROTEZİ

TOTAL KALÇA PROTEZİ
Kireçlenme, enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, travma ya da doğuştan yapısal bozukluklar nedeniyle, eklemlerin kıkırdak yüzlerinde oluşan bozulmalar zamanla ilerleyerek ciddi ağrılara ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Bu durum hastaların yaşam kalitelerini azaltabilir ve kronik bir mutsuzluğa dönüşebilir.

İlaçlar, eklem içi enjeksiyonlar ve fizik tedavi yöntemleri ile ağrı kontrolünün sağlanamadığı ve hareket kısıtlılığının giderilemediği durumlarda, günlük yaşam aktiviteleri ileri derecede kısıtlanmış ve eklem kıkırdağında ileri harabiyet olan hastalarda total eklem portezi en uygun tedavi seçeneğidir. Total eklem protezi, bozuk eklem yüzeyinin yapay materyallerle değiştirilerek ekleme tekrar fonksiyon ile stabilite kazandırılmasını ve mevcut ağrıların ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda total eklem protezi uygulamaları giderek artan oranlarda yapılmaktadır. En çok uygulan eklemler diz ve kalça protezleridir. Bununla beraber omuz, dirsek, el parmakları, ayak ve el bileği protezi uygulamaları yapılabilmektedir.

Total eklem protezleri genellikle iki eklem yüzü parçası ve bir adet ara materyalden oluşur. Buzulmuş olan eklem yüzleri çıkartılarak yerleştirilen metal kısımlar kemiğe sıkıştırılarak ya da kemik çimentosu ile tespit edilir.

İyi yapılmış bir protez uygulaması ile, hastalar açısından çok yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Protez uygulaması öncesi hastaların detaylı olarak bilgilendirilmesi, ameliyatın başarısı açısından çok önemlidir. Eğer protez amaliyatı olmanız gerekiyorsa, uygulanacak metodu, öncesinde ve sonrasında yapmanız gerekenleri mutlaka doktorunuza sorarak öğreniniz.

Total eklem protezi uygulamasına ait riskler

Derin ven trombozu: Bacağınızdaki kan akımının yavaşlamasına bağlı olarak toplar damarlarınızda pıhtı oluşmasıdır. Önlemek için cerrahiden sonra kanı sulandıracak ilaçlarla koruyucu tedavi uygulanır. Bu tedavi, gerektiğinde 20 güne kadar uzatılabilir. Ameliyat sonrasında erken dönemde egzersizlere başlamak ve hareketsiz kalmaktan kaçınmak, tromboz riskni azaltacaktır.

Enfeksiyon
Protezin iltihaplanması % 0.1 ile %2 arasında görülebilir. Vücudun başka bir yerinde (ör. İdrar yolunda, dişlerde) enfeksiyon olması, şeker hastalığı ve başka kronik hastalıkların varlığı bu riski artırabilir. Ameliyat öncesinde vücudun başka bir yerinde olabilecek enfeksiyonların tedavisi gereklidir. Bu nedenle kan ve idrar testleri, diş muayenesi, kulak burun ve boğaz ile jinekolojik açıdan enfeksiyon araştırmaları ameliyat öncesinde mutlaka yapılmalıdır. Enfeksiyon riskinin azaltılması için ameliyat sırasında koruyucu antibiyotik tedavisi yapılır. Cerrahi sırasında uzay başlıkları gibi özel giysilerin kullanımı da riski azaltan bir diğer yöntemdir. Enfeksiyon açısından en önemli risklerden biri de ameliyathane ve hastane koşullarıdır. Laminer akım veya hepafiltre gibi modern hava akımı ve temizlik koşullarına sahip olmayan ameliyathanelerde yapılacak protez uygulamaları enfeksiyon riskini ciddi olarak arttırabilir. Bu nedenle ameliyat olacağınız hastane ve ameliyathane koşullarını mutlaka araştırınız.

Protez ameliyatından sonraki ilk iki yıl içinde diş veya idrar yolları ile ilgili bir cerrahi işlem geçirecekseniz, mutlaka öncesinde antibiyotik kullanmanız gerekir. Enfeksiyon gelişmesi durumunda, tekrarlayan cerrahiler, protezin çıkartılıp antibiyotik tedavisi ve belirli bir süre sonra tekrar yerleştirilmesi gibi işlemler gerekli olabilir.

Gevşeme
Geveşme ameliyat sonrası erken ve ya geç dönemde görülebilir. Erken dönem gevşemeler genellikle protezin hatalı uygulanmasına ya da enfeksiyona bağlı olmaktadır. Geç dönem olarak adlandırılan ve ameliyat sonrası on seneden sonra olan gevşemeler ise aşınma ile olmaktadır. Total protezini oluşturan parçalar, hareket sırasında ortaya çıkan sürtünmeye bağlı olarak zaman içinde aşınır. Aşınma ile ortaya çıkan ve gözle görülmeyecek kadar küçük metal ve plastik parçalarına karşı vücudun cevabı sonucu, protezinin parçaları tutunduğu kemikten ayrılıp gevşeyebilir. Günümüz modern üretim teknolojileri ve kullanılan protez materyallerdeki gelişmeler ile bu süre yirmili yıllara kadar çıkmıştır.

Protez ameliyatlarında ya da sonra oluşabilecek diğer nadir komplikasyonlar; damar veya sinir yaralanmaları, protezin bazı parçalarının yerinden çıkması, protezin çevresindeki kemikte ya da protezin kendisinde kırık oluşumu olarak sıralanabilir.

Ameliyat sonrası

Gerek kalça gerekse diz protezi ameliyatları genel anestezi Ya da bölgesel anestezi (Spinal ve/veya epidural) kullanılarak yapılabilir. Bu seçim hasta ve doktorunun ortaklaşa kararına bağlıdır. Genellikle protez ameliyatı sonrası ilk 48 saat içinde hasta ayağa kaldırılarak yürütülmeye başlanır. Yük verme süresi kalça protezlerinde görülen bağzı özel durumlarda 3 ila 6 hafta kadar uzayabilir. Hastanede kalış süresi 3-6 gün arasındadır.

Kalça protezlerinden sonra bir bacağın diğerini çaprazlayacağı bacak bacak üstüne atma Ya da alaturka tuvalet gibi alçak yerlere oturma hareketleri tercih edilmemelidir.

Modern protezlerinin çoğu MR uyumlu metallerden imal edilmektedir. Bu nedenle ameliyat sahası dıışındaki bölgelere MR çekilmesinde bir sorun yaşanmaz. Metal dedektörlerinden geçerken oluşabilecek sinyallere karşı da ameliyat olduğunuzu ve kullanılan protezi açıklayan bir belge almanız uygun olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder