31 Mart 2015 Salı

İMMUNOLOJİ VE İMMUNOPATOLOJİ

İMMUNOLOJİ      
Bağışıklık demektir.
Organizmanın kendine yabancı olan maddeleri tanıması ve bu maddelere karşı göstermiş oldukları
tepkimelerin tümü ile ilgilenen bilim dalıdır.
İMMUNOPATOLOJİ      
Bağışıklık sistemi bozukluklarını inceleyen bilim dalıdır.
ANTİJEN
Vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi tarafından antikor üretimine yol açan yabancı moleküllerdir.
Antijenler genellikle protein ve polisakkarit yapısında nadiren de lipit yapısında olabilir.
HAPTEN
Yalnız başına antikor oluşturamayan,ancak organizmaya girdikten sonra organizma proteinleri ile
birleşerek antikor oluşumuna neden olabilen maddelere denir.
ANTİKOR
Organizmaya giren yabancı organik yapılara (protein ve polisakkarit ) karşı geliştirilen glikoprotein
yapısındaki moleküllerdir.
Bu moleküller organizmayı yabancı moleküllerin yol açması muhtemel zarar verici etkilere karşı 
erkenden uyararak koruyuculuk sağlarlar.
İmmünglobulinlerIgG, IgM, IgA, IgD, IgE     tipleri vardır.
Bir antikor iki ağır zincir ve iki hafif zincirden yapılır. Benzersiz değişken bölge bir antikorun eşleniği
olan antijeni tanımasına izin verir.
ADJUVAN
Antijen ile birlikte verilerek,bağışık yanıtın daha güçlü olmasını sağlayan maddelerdir.
Antijen ile karıştırılarak verilmesi gerekir.Önce yada sonra verilirse bir yararı olmaz.
Türkiyede aşılar adjuvan madde olarak squalene maddesi içeriyor.
BAĞIŞIK YANITTA ROL ALAN ORGANLAR
Bağışıklık sisteminin organları lenfoid dokulu organlardır.
Bu organlar, birincil lenfoid organlar ve ikincil lenfoid organlar olarak iki grup halinde incelenseler de
birbirleriyle sürekli ilişki halindedirler.
Birincil lenfoid organlarda, lenfositlerin üretim işleri yapılırken; ikincil organlarda lenfositler ilk defa
antijenlerle yüzleşirler.
LENF BEZLERİ: Geniz eti olarak da bilinen, yutağın üst kısmında, burun boşluğunun arka tarafında
bulunan lenfoid doku parçalarıdır. Bakteri ve virüs gibi enfektöz ajanları ve onların ürettiği
antikorları yakalarlar.
BADEMCİKLER: Boğazda, lenfositlerin toplandığı ve dışarıya açılan bir açıklık olan ağızda ilk engeli
oluşturan küçük yapılardır.
LENF SIVISI: Bademciklerin içerisinde bulunan lenf damarlarından boyun ve çene altı düğümlerine
doğru akar. Bu esnada lenf damarlarının duvarlarından lenfositler salgılanır. Vücuda girebilen
mikroplar, buradan salgılanan lenfositler tarafından temizlenirler.
TİMUS: Göğsün üst bölümünde, tiroid bezinin altında yer alan ve olgunlaşmamış lenfositlerin kemik
iliğinden çıkıp, olgunlaşma sürecine tabi tutuldukları vücut organdır.
LENF DÜĞÜMLERİ: Tüm vücuda yayılmış, B ve T hücrelerinin bulunduğu merkezlerdir. Vücutta
koltuk altı, kasık, çene altı, boyun, dirsek ve göğüs bölgelerinde bol bulunurlar.
Lenf düğümleri ya da nodları; lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre çeşidini içeren bir organ
yapısıdır. Lenf düğümleri vücudun her yerinde bulunurlar ve beyaz kan hücrelerini içererek yabancı
parçacıklar için filtre ve kapan görevi görürler. Bu yüzden bağışıklık sisteminin aksaksız işlemesinde
önemleri büyüktür.
Lenf düğümlerinin ayrıca klinik bir önemi de bulunmaktadır. Önemsiz boğaz iltihaplarından (farenjit),
kanser gibi hayatı tehdit eden durumlarda yangı gösterebilir ve şişerler. Dahası, lenf düğümlerinin
önemi; kanser evrelemesi için kullanılan durumlarda, kullanılan tedavinin şekli ve prognozun
belirlenmesinde oldukça büyüktür.
Lenf düğümleri yangısallaştığında biyopsiyle tanı konulabilir. Şüphesiz hastalıklar lenf düğümlerini
özellikleri ve yerleşim yerleriyle etkilerler.
Lenf damarları içerisinde dolaşan, kan plazması ve lenf proteinlerinden oluşan dolaşım sıvısına lenf
denir.
LENF SİSTEMİNİN GÖREVLERİ
Doku ve hücrelerdeki yabancı maddeleri, ölü ve yıpranmış hücreleri, bakteri ve mikropları
uzaklaştırmak.
Kaybedilen proteinlerin bir kısmının tekrar dolaşıma kazandırmak.
Doku sıvısı ile kan sıvısının dengede kalmasını sağlamak, bağırsaklarda emilen yağ asitleri, gliserol, A,
D, E, K vitaminlerini dolaşıma katmak.
Vücudun savunma sistemine destek olmak lenf sisteminin görevleri arasındadır.
KARACİĞER Özellikle fetüste olmak üzere, immünolojik etkin hücreleri içerir; T-hücreleri ilk olarak
fetüs karaciğeri tarafından üretilirler.
DALAK Karın boşluğunun sol üst tarafında bulunan ve eski kırmızı kan hücrelerinin yıkımından
sorumlu bir organdır. Tek çekirdekli fagositik sistemin merkezlerinden biridir. Enfeksiyonlarla
savaşmada yardımcı olur.
PEYER PLAKLARI İnce bağırsağın ileum bölgesinde bulunan lenfoid dokuların yoğunlaştığı
bölgelerdir.Bağırsak lümenindeki patojenlerin kontrol altında tutulmalarını sağlar.
KEMİK İLİĞİ Bağışıklık sisteminin tüm hücrelerinin kökeni olan kök hücrelerin bulunduğu bir
merkezdir.
LENF Bağışıklık sisteminin hücre ve proteinlerini vücudun bir yerinden diğerine taşıyan, "akkan"
olarak da bilinen bir çeşit dolaşım sistemi sıvısıdır.
Bağışıklık Yanıtında Rol Oynayan Hücreler:
Makrofajlar
Lenfositler
a)B Lenfositler (plazma hücresi)
b)T Lenfositler
T Helper/yardımcı/uyarıcı hücre ve
T Sitotoksik/supresör/baskılayıcı hücre olmak üzere iki çeşittir.
Öldürücü (natural killer) hücreler
diğer hücreler ise, nötrofiller, eozinofiller, bazofiller ve mast hücreleri, trombositler. 
İMMUNOPATOLOJİ
Bağışıklık sistemi bozukluklarını inceleyen bilim dalıdır.
1-Hipersensivite (aşırı duyarlık)reaksiyonları
2-Otoimmun hastalıklar
3-Amilodozis
4-İmmun yetmezlik sendromları
Hipersensivite (Aşırı Duyarlık) Reaksiyonları
Tip 1   (anafilaktik tip aşırı duyarlık)
Sistemik anafilaksi  Örn. Penisilin
Lokal anaflaksi  Örn. Çiçek tozu,besinler,tüyler
Tip  2   (antikora bağlı sitotoksik) tip aşırı                        duyarlık) Örn. Kan grubu uyuşmazlığı
Tip  3   (immunkomplekslerle olan aşırı   duyarlık) Örn. Vaskülit
Tip  4  (hücre aracılığı ile olan aşırı duyarlık) Örn. Tüberkülin testi 
OTOİMMÜN HASTALIKLAR
Hashimoto tiroidi
Otoimmun hemolitik anemi
Ülseratif kolit
Romatoid artrit
TRANSPLANTASYON
Hastalıklı bir organın sağlıklı bir benzeri ile değiştirilmesi yada bir defektin doku ile kapatılması
demektir.
Nakledilen doku ve organların reddinde hem hücresel ,hemde hümoral bağışıklık rol oynamaktadır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder