STRES
Karşılaşılan yeni durumlarda insanın
ruhsal, bedensel sınırlarının zorlanmasıdır. 1950’ lere
kadar stres, organizmada fizyolojik ve fizyopatolojik
değişiklikler yapan uyaran olarak kabul edilmekteydi. 1952’de Kanadalı
fizyolog Selye,
stresi uyaranlara karşı organizmanın verdiği yanıt olarak tarif etti. Bireyde
stres oluşturan etmenler “Stresörler” diye tanımlanmaktadır. Birey
ne tür stresörle karşı karşıya kalırsa kalsın, hoşa giden, gitmeyen bu etmene
yanıt verme durumundadır. Bu yanıt, Selye
tarafından “genel adaptasyon sendromu (GAS)” ya da “biyolojik stres sendromu”
olarak tarif edilmiştir. Stres etmenin GAS’ı
harekete geçiren etkisi non-spesifik
bir etkidir.
Selye’nin GAS
olarak tanımladığı tablo üç dönemdir
A= Alarm
dönemi
B=
Direnç dönemi
C= Tükenme
dönemi
A- Alarm Dönemi
Bedenin
stres etmeni ile karşılaşması ile hipotalamo- hipofizer sistem ve otonom sempatik sistem
uyarılır. Etmen çok güçlü ise birey birkaç saat/gün içinde ölebilir. Alarm
döneminden sonra beden bu etmene uyum göstermeye çalışır ve ikinci dönem,
direnç dönemi başlar.
B-Direnç Dönemi
Alarm
dönemi sırasında artmış olan doku katabolizmasına karşı direnç dönemi anaboliktir. Stres etmeni varlığını
sürdürmesine karşı, beden normalin üstünde dirençli durumdadır. Direnç dönemi
etmenin gücüne, bedenin adaptasyon yeteneğine ve enerjisine bağlıdır. Stres
etmeni sürdüğü sürece adaptasyon sürüp gidemez. Yiyecek tüketiminde pek değişiklik
olmadığı için salt kalorik enerji olarak tanımlanamayan
adaptasyon enerjisinin tükenmesi ile üçüncü dönem başlar.
C-Tükenme Dönemi
Alarm
reaksiyonu yeniden belirir. Adaptasyon enerjisi tamamen tükenmiş ise ölüm,
değilse stres hastalıkları oluşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder